Üniversitedeyken çoğunlukla arkadaşlarımın ilişkilerine yorumlar yapardım. Daha doğrusu kelimenin tam anlamı ile “Güzin Abla” olarak anıldığım için hemen herkes yaşadıklarını bana anlatır, fikir alırdı. Tabii bu fikirleri gerçekleştirdikleri söylenemezdi. Bir gün oda arkadaşım internet üzerinden bir çocuk ile konuşmaya başladı. Çocuk dediğime bakmayın, epey büyük bir adamdı. Normalde böyle şeylere tereddüt eder fakat bu sefer bir şey onu dışarı sürükledi ve gece onunla buluşmaya gitti. Buluşmaları gayet güzel ve olumlu geçmiş. Yurda dönünce hepsini hevesle anlattı. Bende onu merakla dinlememe rağmen takıldığı bu kişinin bizden en az 10 yaş büyük olmasından dolayı tedirginlik duyuyordum. Sonuçta bu kız daha önce romantik ilişkiler yaşamamış birisiydi. Çok geçmeden daha sık görüşmeye ve mesajlaşmaya başladılar. Yaşadıkları her bir detayı en ince noktasına kadar anlatıp, yorum alıyordu. Yorumlarım genel olarak olumlu olsa da içten içe bu işten memnun değildim. Bir süre sonra konuştuğu kişiden ses çıkmamaya başladı. Arkadaşım tabii olarak merak etti ve onunla iletişime geçmek istedi. Ben ise anlamıştım ne olduğunu… Adam hevesini almıştı ve onu başına musallat etmek istemiyordu. Halbuki arkadaşım ona fena halde tutulmuştu ve bırakmaya hiç de niyeti yoktu. Günler geceleri kovaladı, arkadaşım her geçen gün üzülüyor ve ağlıyordu. Adam ise ara sıra onu arayıp buluşuyor, bazı zamanlar mesaj atıyor, sonra yine sesini kesiyordu. Hiçbir açıklama yapmıyor, arkadaşız hesap mı vereceğim sana diyordu. Arkadaşımı 1,5 yıl teskin ettim ama yine de fayda etmedi. Yine de o adamın yolunu gözledi. En sonunda kalbini başkasına teslim etmeye karar verdi ve en doğru kararı verdi. Adam o iyi bir ilişki içindeyken yine geldi ama bu sefer eli boş dönmek zorunda kaldı. Arkadaşımı hazırda tuttuğunu düşünürken, karşılaştığı onu epey üzmüştür ama 1,5 yıl ne çektiğimi ben bilirim.