Şimdi paylaşacağım tecrübem, büyük bir sır! Kimseler bilmiyor ve ben onu içimde tutuyorum. Üniversite zamanlarında yurtta kalmıştım. Bu yurt olayı ilk başlarda bana oldukça sıcak ve samimi geliyordu, fakat biraz zaman geçirince herkesin bambaşka hayatları ve dertleri olduğunu kavradım. Oda arkadaşım bir spor akademisine devam ediyordu. Yaşça benden büyüktü ve yurda tek tük gelirdi. Bazı zamanlar gece 3’te aniden kapıyı çarpıp içeri girerdi. Dolayısıyla uykumdan kalkardım, fakat ona hiç belli etmezdim. Baskın bir karakteri vardı. Sürekli asabi gibiydi. Bir gün ben odadayken aniden içeri girmişti ve telaşla telefonumu kullanmak istediğini söyledi. Hemen telefonumu ona verdim. Bulunduğumuz noktaya 1,5 saat uzaklıktaki bir yere otobüs bileti almak istiyordu. Bir yandan hışımla çantasını doldururken, masasına birkaç top kağıt koyduğunu gördüm. Spor akademisine gittiği ve diğer sözel dersleri pek ciddiye almadığı için kağıtlar hemen merakımı cezbetti. Çok geçmeden birkaç başka arkadaşı ile konuştu ve odayı terk etti. Sanırım bir seyahate çıkıyordu. Oldukça üzgün ve telaşlı yüz hatları onu merak etmeme sebep oldu, fakat asla birbirimize bir şeyler anlatacak kadar yakın olmadık. O odadan çıkınca biraz bekledim ve kapıyı kilitledim. Tamamen yurttan ayrıldığından emin olduktan sonra usulca masasına doğru yürüdüm ve bir tomar kağıda şöyle bir baktım. Uzun uzun bir şeyler yazıyordu. Üstelik bu benim defterimden sayfalardı. Sanırım ben gece uyurken defterimden birkaç sayfa koparmıştı. Bir yandan kapıyı yoklayarak kağıtları okumaya başladım. Bu sevgilisine yazılmış 3 sayfalık bir mektuptu. Yazılana göre sevgilisi onu en yakın arkadaşı ile aldatıp, onu tercih etmişti. Yaşananları, hissettiklerini okudukça ona acımakla kalmayıp, güçlü ve hırçın görünümünün altında ne kadar masum ve kırılgan bir karakteri olduğunu gördüm. Tüm mektubu okudum ve aynı şekilde yerine koydum. 2 gün sonra yurda geldi ve kağıtları süratle çöpe attı. Atlatmışa benziyordu ama geceleri banyoda ağladığını her zaman duydum…